Yeni Çağın Bilgi Teknolojileri ve Gönüllü Örgütler Üzerindeki Etkileri: New York ve İngiltere’de Yapılan İki Araştırmadan Özetler

(Yayına Hazırlayan : Erdem İlgi Akter)

Çalışma Ortamı Dergisi, Sayı : 67     Yıl : Mart Nisan 2003

Hepimizin bildiği gibi, 80’lerde büyük bir ivme kazanan ve 90’larda altın çağına tanık olduğumuz, bilgisayarlaşma çağı, bilim çağı ya da bilgi toplumu gibi isimlerle andığımız evrensel süreç, teknik boyutlarıyla sadece iletişim ve bilgi alışverişi odaklı süreci hızlandırmakla kalmamıştır. Aynı zamanda, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla, birey-toplum-devlet üçgeninde gerçekleşen yapısal değişim tartışmalarına da büyük ölçüde yol açmıştır. Bu değişime bakış açıları çok yönlüdür. Kimilerine göre bir devrim, kimilerine göre küresel demokrasi için yegane anahtar, kimilerine göre ikinci bir aydınlanma çağına yol açacak olan temel zemin, kimilerine göre ise kapitalist sürecin acımasız yüzünün ve sömürü düzeninin, daha sanal hale gelen hiyerarşiler ağı içerisinde, devamı ve yeniden üretimidir. Uzlaşmaya varılan en temel nokta ise, “bilgi teknolojileri”nin (BT), iletişim temeline dayanan her türlü ilişkinin ve işin yürütülmesinde büyük değişimlere yol açtığıdır. Bu değişim ve devam ikiliği içerisinde, meselenin ekonomik-yapısal boyutu ve teknolojik-iletişimsel boyutu olmak üzere iki temel boyutu vardır. Gelişmişlik-az gelişmişlik çıkmazı ve küresel ekonominin hep yeniden ürettiği yapısal eşitsizlikler bağlamında bilgi teknolojilerin değerlendirilmesini bir kenara bırakacak olursak, teknolojik-iletişimsel boyut, dağıtılmış iletişim sistemi (decentralised communication system) temeline dayanmaktadır (Poster, 1997). Yani, teknolojik-iletişimsel boyut açısından, değişimin iki ayağı vardır: 1. Sorumluluğun Dağıtılması (Decentralisation) 2. İletişim sistemi konusunda getirdikleri.

Teknolojik-iletişimsel boyutu itibarı ile, tanık olduğumuz sürecin işler ve görevlerin yürütülmesi açısından büyük değişimlere yol açtığı konusu genelde tartışmasızdır. Bununla beraber, sorumluluğun dağıtılması özelliği, sivil inisiyatifi yücelten karakterini beraberinde getirmiş ve demokrasi bağlamında pek çok tartışmaya konu olmuştur. Tüm bunlara rağmen, demokrasinin atardamarlarından biri olan sivil toplum kuruluşları ya da gönüllü kuruluşları nasıl etkilediğine dair pek az araştırma mevcuttur. Bilgi teknolojilerinin, bildiğimiz anlamdaki “iş” kavramını oldukça değiştirdiği konusunda insanlar hemfikirdir. Ancak, kar amacı gütmeyen gönüllü kuruluşlarda çalışanların “iş” ile olan ilişkileri diğer yerlerde çalışanlara göre çeşitli farklılıklar göstermektedir. Ki bu durum da, bilgi teknolojilerinin sivil inisiyatife dayalı örgütlerde ne gibi değişimlere yol açtığına dair özel çalışmaları gerekli kılmaktadır.

Her şeyden önce, kar amacı gütmeyen gönüllü kuruluşlarda çalışanlarda, kamusal yarar amaçlı örgütsel görevlerde çalışma eğilimi ağırlıklıdır. Bu öncelikle, maddi olmayan kazanımlar, büyük maddi kazançlara tercih edilmektedir. Maddi olmayan kazanımlar ve öncelikler arasında, daha fazla eğitim alabilmek ve daha çok profesyonelleşebilmek büyük önem taşımaktadır. Bu da, gönüllü örgütlerde çalışanların, daha fazla özerklik, ortak karar verme mekanizmalarına katılım ve tüm çalışanların meslektaşlığı (collegiality) beklentilerini doğurmakta, ve bu beklentiler, sektörün temel değerleri olarak göze çarpmaktadır.

Bu tip özelliklere sahip bir yapılanma içerisinde, bilgi teknolojilerinin ne çeşit değişimler yarattığı konusunda çok fazla araştırma mevcut değildir. New York eyaletinde ve İngiltere’deki gönüllü kuruluşlar üzerinde yapılan iki araştırma, bizlere, söz konusu örgütlerin örgüt içi ve örgüt dışı ilişkilerinde ne gibi değişimler yaşadığına dair ipuçları verebilecek niteliktedir.

New York eyaletinde bulunan 3 büyük gönüllü örgütten toplam 23 görüşmeci ile gerçekleşen mülakatlar, bilgisayar teknolojilerinin farklı konumlardaki çalışanları nasıl etkilediğini ölçmeye yöneliktir (Saidel, 2003). Bu mülakatlarda, iş yükü, iş dağılımı, iş zorluğu, yetki devri, iş tatmini ve beceri gereklilikleri konularında, gelişen teknolojilerle birlikte ne gibi değişimler yaşandığı ölçülmeye çalışılmıştır. Ayrıca görüşmecilere, işteki teknolojik değişimlere bağlı olarak, terfi beklentisi ve denetimsel beklentiler konularında da sorular yöneltilmiştir.

Yapılan araştırmaya göre, görev sıkışması / görev göçü (task compression / task migration) konusunda en büyük değişimleri yönetici müdürler deneyimlemiştir. Yeni teknoloji ile birlikte, birçok sekreterlik işini (notların ve raporların yazımı, üretimi, dağıtımı, vb.) kendileri üstlenmeye başlamışlardır. Dolayısıyla, daha önceden ayrı ayrı ve sırayla yönetici ve idareci yardımcı personel tarafından yapılan işler, şimdi tek bir fonksiyon olarak sıkışmış ve yönetici müdür tarafından yapılmaya başlanmıştır. Bu durum, yukarı doğru iş göçü (upward task migration) olarak tanımlanabilir. Yanal iş göçü (lateral task migration), daha önce merkez büroda orta düzey yöneticiler tarafından yapılan işlerin, sağlıkçı personel ya da profesyonel klinikçiler tarafından yapılmaya başlanması açısından rastlanmaktadır. Dairesel iş göçü (circular task migration), merkez ofiste yapılan işlerin, ayrı ofislerde yapılması ve sorumluluğun yerel birimlere dağıtılması olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, araştırmaya göre, bu tip bir göç ile birlikte, yerel birimlerin çalışmalarındaki hataların sayısında bir artış gözlenmiştir. Bu yüzden, örgütler profesyonel pozisyondaki sekreter ve yardımcı personelin emeğini daha çok tercih etmeye başlamışlardır.

Bilgi teknolojilerinin devreye girmesi ile birlikte yardımcı personelin görevlerinde de büyük değişimler görülmektedir. Sekreterlik işlerinden arta kalan son düzeltmeler, ya da o işlerin yeniden gözden geçirilmesi gerekliliği bu işlerin yönetici yardımcı personeller tarafından yapılmasına neden olmuş; hatta çoğu zaman, bu işler tamamen bu yardımcı personeller tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Böylelikle, yönetici yardımcı personelin görev genişlemesi (task expansion) söz konusudur. Buna ilaveten, yüksek düzey idari ve hizmet görevleri de yardımcı personellerin görev alanına girmiştir.

Düşük ücretlere rağmen, teknik elemanların, kar amacı gütmeyen gönüllü örgütlerde çalışmayı tercih ettiği gözlenmiştir. Bunun en büyük nedeni, gelişen teknoloji ile birlikte, bu örgütlerdeki kariyer gelişimi ve eğitim olanaklarının, diğer yerlere nazaran daha çok olmasıdır. Teknolojinin kullanılmasına gönüllü kuruluşlar daha çok açıktır ve bu, çalışanlar için büyük motivasyon sağlamaktadır. Çünkü, yeni teknolojilerle birlikte yeni pozisyonlar açılmakta, gönüllü kuruluşlar var olan çalışanlarına yeni iş olanakları sunabilmekte ve kendi uzmanlarının kendileri yetiştirebilmektedirler.

Bilgi teknolojilerinin yaygınlaşması ile birlikte yetki devrinin yaygınlaşacağı konusundaki görüşler tartışmalıdır. Buna göre, farklı örgütsel düzeydeki kişiler bu konuda farklı tepkilerde bulunmuştur. Yönetici müdür ve profesyoneller, bağımsız çalışma, yeni fikir üretme ve müdür onayı olmadan karar verebilme konusunda yetki devrinin yaygınlaştığını belirtirken; yardımcı elemanlar, yetki devrinde bir değişiklik olmadığını ve örgütsel otoritenin özellikle uzmanların elinde olduğunu belirtmiştir. Ayrıca yetkili kişiler, BT ile uğraşan kişilere olan bağımlılık nedeniyle, onların daha çok otoriteye sahip olduğunu vurgulamıştır. Yardımcı uzmanlar da teknik uzmanların örgüt içi yetkilerinin artışında hemfikirdir.

Görüşmeden çıkan sonuca göre, daha çok mücadele, çeşitlilik ve özerklik beklentisi içinde olan çalışanlar, teknolojinin çalışma rutinlerine girişiyle birlikte, işlerinden daha çok zevk almaya başlamışlardır. Teknoloji ile birlikte yeni beceriler geliştirilmesini önemli bir mücadele olarak görmekte, ve bu da iş tatmininde artış getirmektedir. Bu özellikler, aynı zamanda, kişinin pazarlanabilirliğini (marketability) arttırdığı için, örgüt içi ve dışı terfi imkanlarını çalışanlara sunmaktadır. Bu örgütlerde, iş bitirme ve görev denetimi konusundaki esneklikler ise çalışanların tatmini için önemli bir etkendir. Aynı zamanda, başka insanlara olan ihtiyacı daha az duymaları nedeniyle, gerektiği zaman bilgiye kendileri daha rahat erişebildikleri için de teknoloji büyük önem taşımaktadır.

Araştırmaya göre, gelişen teknoloji ile birlikte eğitime duyulan ihtiyaç ve yeni değişimlere ayak uyma gerekliliği çalışanların iş yükünü arttırmıştır. Ancak, bu artışa rağmen iş tatmininde çok az bir düşüş görülmüştür.

Ancak görüşmelerdeki ortak sıkıntı, bu teknolojileri gerçekleştirebilecek fonlar da dahil olmak üzere gerekli maddi kaynaklardan yoksun olmalarıdır. Bu durumda, bilgi teknolojilerini geliştirmek, hükümetle ve var olan yönetimle olan ilişkilerde yeni bağımlılıkları zorunlu kılmaktadır. Örgütler, BT’nin sağlanması için hükümet fonlarına ya da hükümet fonu dağıtanların bu kuruluşlar için belirledikleri zorunluluklara tabi olmak durumundadır. Bu, yeni sorumluluklar ve zorunluluklar getirmektedir. Özellikle, neyin nasıl yapıldığına ilişkin gerekli dokümantasyonun artması bağlamında, iki sektördeki bilgi sistemlerinin uyumluluğu konusunda, hükümetin rapor beklentisinin çok titiz ve detaylı olması konusunda, ve hükümetin bu örgütleri bu bilgilerle denetlemek konusundaki eğilimi konusunda.

İngiltere’de Dünya Dostları (Friends of the Earth) ve Merhametliler (Samaritans) isimli, yerel ama geniş bir coğrafya üzerinde etkili olan ve evrensel düzeyde hizmet sağlayan iki gönüllü örgüt üzerinde yapılan araştırmada, bilgi teknolojileri ile birlikte, yer etmiş değerlerin ve örgütsel yapının nasıl değiştiğine yönelik mülakat temeline dayalı bir araştırma yapılmıştır (Burt, 2003). Yönetici kadro, personel ve gönüllülerle gerçekleşen mülakatlarda, bu örgütlerin yerel düzeyde oldukça özerk birimlerden oluştuğu görülmüştür. FOE’deki temel problem, oldukça özerk yerel birimlerle birlikte, evrensel ölçekte çevrecilik problemlerini nasıl ele alacaklarıdır. İnternet ve Web teknolojilerinin kullanımıyla yerel gruplar bilgi, uzmanlık ve deneyim paylaşımı sağlamış, var olan yerleşmiş değer ve davranışları kampanyalarında yaymak açısından büyük olanaklar elde etmişlerdir. Aynı zamanda, yerel düzeyde dağınık olan bilgileri rahatlıkla tek merkezde toplayabilmiş, böylece kampanyalarını daha rahat yürütebilmişlerdir. İnternet teknolojileri, hem örgüt içi hem de örgüt dışı (beyin takımları, üniversitelerin araştırma merkezleri, hükümet birimleri, diğer örgütler, vb.) işbirliği olanaklarını arttırmış, farklı coğrafyalardan uzmanların görüşlerinden yararlanmayı olanaklı kılmıştır. Aynı zamanda, vatandaşların bireysel olarak katılımını sağlamıştır.

Merhametliler ise, duygusal travma geçiren ya da intihar eşiğinde olan insanlar destek olma amaçlı bir örgüttür. Normalde telefon sistemi ile çalışan örgütün yerel düzeydeki üyeleri, BT’nin gelişimi ile birlikte daha geniş bir “hareket”in parçası olmuşlardır. Teknoloji, aynı zamanda, servis kalitesini standartlaştırma, gözetleme ve kontrol altında tutmaya olanak sağlamıştır. Temel değerlerin değişiminden çok, onların daha çok yayılmasına hizmet etmiştir. Ayrıca, atomik şubesel yapılanmadan, “bütünsel bir hareket”e dönüşmüştür.

Sonuç olarak, yapılan araştırmalar şu noktalarda toplanmıştır: İşlerin değişimi, iş üniteleri içinde görevlerin göçü, güç dağılımında değişiklikler ve iş tatminine etkisi açısından, bilgi teknolojileri örgüt içi kurumsal düzende büyük değişikliklere yol açmıştır. Örgüt dışı ilişkiler, ve hizmetlerin daha geniş kitlelerce paylaşımı açısından ise, çok çeşitli iletişim olanakları sunması dolayısıyla, gönüllü örgütlerin oldukça lehine gelişmelere yol açmıştır. Ayrıca, var olan yerleşmiş değerlerin değişiminden çok, onların daha çok yayılmasına olanak sağlamıştır. Bu olumlu değişimlerin yanı sıra, BT’nin ancak maddi altyapı olanakları ile sağlanabilecek olması durumu, ve bu anlamda örgütlerin yaşadığı maddi sıkıntılar, örgütlerin hükümet ve ilgili birimlerine daha çok bağımlı kalmasına neden olmuş; bu durum da, sivil özgürlükleri kimi zaman kısıtlayıcı durumlara yol açabilmiştir.

____________________

Kaynakça:

Burt, E. (2003) “New Technologies, Embedded Values, and Strategic Change: Evidence from the U.K. Voluntary Sector”, Non-Profit and Voluntary Sector Quarterly, V. 32, No. 1, Thousand Oaks; London; New Delhi: Sage Publications, 115-127.

Poster, M. (1997) “Cyberdemocracy: The Internet and the Public Sphere”, Holmes, D. (der.) Virtual Politics: Identity & Community in Cyberspace içinde, Thousand Oaks; London; New Delhi: Sage Publications, 212-228.

Saidel, J. R. (2003) “Information Technology and the Voluntary Sector Workplace”, Non-Profit and Voluntary Sector Quarterly, V. 32, No. 1, Thousand Oaks; London; New Delhi: Sage Publications, 5-24.