Halk Sağlığına Giriş

Halk Sağlığına Giriş

 

Prof. Dr. Nusret H. Fişek

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

Halk sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı

 

Ankara,1983

 

İçindekiler

Birinci Kitap
Genel Bilgiler
I. Hastalık ve Sağlık
II. Halk Sağlığı Bilimlerinin Doğuşu
III. Korucu Hekimlik İlkeleri
IV. Tedavi Hekimliğinde Gelişme Aşamaları
V. Sosyal Hekimlik
VI. İnsan Ekolojisi
VII. Hekimlikte Çağdaş Görüşler veAmaç

İkinci Kitap
Sağlığı Koruma Önlemleri
VIII. Çevre Sağlığı
IX. Bağışıklama
X. Beslenme
XI. Erken Tanı
XII. Aşırı Doğurganlığın Kontrolu
XIII. İlaçlama Koruma
XIV. Kişisel Hijyen
XV. Sağlık Eğitimi

Üçüncü Kitap
Sağlık Yönetim İlkeleri
XVI. Kamu Yönetimi İlkeleri
XVII. Sağlık Hizmetinde Örgütlenme
XVIII. Sağlık İnsan Gücü
XIX. Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı
XX. Sağlık Düzeyinin Ölçülmesi

Dördüncü Kitap
Türkiye’de ve Dünya’da Sağlık Hizmetleri
XXI. Türkiye’de Sağlık Hizmeti
XXII. Türkiye’de Sağlık Mevzuatı
XXIII. Türkiye’de Sağlık Düzeyinde Dün ve Bugün
XXIV. Gelişmiş Ülkelerde Sağlık Hizmeti
XXV. Uluslararası İş Birliği

Ekler
Halk Sağlığı konusunda ek kaynaklar
Yazarın diğer yazılarının listesi
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı’nın diğer yayınları

Kitaba erişmek için tıklayınız.

 

AZERBAYCAN VE TÜRKİYE İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ KARŞILAŞTIRMASI

AZERBAYCAN VE TÜRKİYE

İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ

KARŞILAŞTIRMASI

 

Latif SALİMOV

YÜKSEK LİSANS PROJESİ

Ankara, 2014

 

İçindekiler

GİRİŞ
1. BÖLÜM: ÜLKE SUNUMLARI
1.1. AZERBAYCAN
1.1.1. Azerbaycan’da İş Sağlığı Güvenliğinin Gelişimi
1.1.1.1. ASSC Dönemi İSG
1.1.1.2. 1991 Sonrası Dönem
1.1.2. İSG Örgüt Yapısı
1.1.3. İSG Alanında Varolan Yasal Düzenlemeler
1.1.4. İSG Uygulamaları ve Ortaya Çıkan Sorunlar
1.2. TÜRKİYE
1.2.1. Türkiye’de İş Sağlığı Güvenliğinin Gelişimi
1.2.1.1. 1980 Öncesi
1.2.1.2. 1980-2001 Dönemi
1.2.1.3. 2002 Sonrası Dönem
1.2.2. İSG Örgüt Yapısı
1.2.3. İSG Alanında Varolan Yasal Düzenlemeler
1.2.4. İSG Uygulamaları ve Ortaya Çıkan Sorunlar
2. BÖLÜM: SONUÇ VE ÖNERİLER
2.1.Sonuç ve Öneriler
KAYNAKÇA

Kitaba erişmek için tıklayınız.

 

GEÇERLİ, GÜVENİLİR VERİ PEŞİNDE KOŞTU

GEÇERLİ, GÜVENİLİR VERİ PEŞİNDE KOŞTU

29 Ocak 2014

Prof. Dr. Nusret H. Fişek ülkemiz nüfusbilimine katkı koyanları iki gruba ayırıyor. İlk grup olarak akademik kurumlarda çalışanları gösteriyor, çalıştıkları konular bağlamında onları tanıtıyor. İkinci grup olarak yaptıkları çalışmalar nedeniyle Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı (SSYB) ile Devlet Planlama Teşkilatı’nı (DPT) gösteriyor. Bu kurumlar içinden nüfusbilim konusundaki bilgilerimize katkıda bulunanlar arasında verdiği tek örnek Dr. Samira Yener oluyor1.

Dr. Fişek’in bu yargısının nedenini sorguladığımızda şunu görüyoruz. DİE ile SSYB nüfus konusunda gerçekten hiç kimsenin yadsıyamayacağı araştırmaları, çalışmaları ülkemize kazandırdılar. Ne var ki bu çalışmaların analizi konusunda aynı başarı nedense bu kurumların çalışanları tarafından gösterilemedi. Özellikle 1960 sonrasında her iki kurumun çalışmaları gerek akademik çevrelerin gerekse DPT çalışanlarının veri kaynağı haline geldi. Bu fırsatı kamu kurumlarında çalışanlar içinden en iyi değerlendirenlerden biri de nüfusbilim alanında Dr Yener oldu.

İŞ HİJYENİ & KİMYASAL ETKENLER

İŞ HİJYENİ

&

KİMYASAL ETKENLER

 

Mustafa Taşyürek

2014

 

İçindekiler

GİRİŞ

Tarihsel Süreç

İş Hijyeninin Önemi
1. İŞ (ENDÜSTRİ ) HİJYENİ
1.1. İş Hijyenistinin Görevleri
1.2. İş (Endüstri) Hijyeni Nedir ?
1.3. Çevresel Etkenler
1.3.1. Kimyasal etkenler
1.3.2. Fiziksel etkenler
1.3.3. Biyolojik etkenler
1.3.4. Ergonomik etkenler
2. KİMYASAL ETKENLERİ TANIMA
2.1. Kimyasal Etkenler ve Giriş Yolları
2.1.1. Solunum yolu ile
2.1.2. Deri absorbsiyonu ile
2.1.3. Sindirim yolu ile
2.2. Havada (Asılı Olarak) Bulunabilen Kirleticiler
2.2.1. SOLUNUM TEHLİKELERİ
A. Oksijence yetersiz atmosferler
B. İşyeri ortam atmosferinde bulunabilecel kirleticilerin zararları
1. Aerosoller (partiküller – tanecikler
2. Zehirli buhar ve gazlar
3. Bazı zehirli aerosoller ve gazlar
2.3. GAZLAR
A. Basit boğucu gazlar
B. Kimyasal boğucu gazlar
C. Tahriş edici gazlar
D. Sistemik zehir etkisi gösteren gazlar
2.4. TOZLAR
A. Fibrojenik tozlar
B. Toksik (zehirli) tozlar
C. Allerjik tozlar
D. Sıkıcı (inert) tozlar
2.5. Tütsü
2.6. Duman
2.7. Aerosol‘ler
2.8. Sisler
2.9. Endüstriyel Çözücüler
2.10. Malzeme Güvenlik Bilgi Formu
3. KİMYASAL ETKENLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
3.1. Gazlar ve buharlar
3.2. Dumanlar ve sis(mist)ler
3.3. Tozlar
4. KİMYASAL ETKENLERİN KONTROL YÖNTEMLERİ
4.1. Kullanılan zararlı maddelerin değiştirilmesi
4.2. İşlemin değiştirilmesi
4.3. Ayırma (izolasyon)
4.4. Nemli-ıslak- çalışma
4.5. Hava kirleticilerini kontrol etmek için havalandırma
4.6. İşyeri düzeni
4.7. Kişisel koruyucular
4.8. Solunum yolları koruyucularının seçimi
4.9. Çevre koşullarının sağlık kurallarına uygunluğu (sanitasyon) ve kişisel hijyen
4.10. Eğitim ve öğretim
4.11. Yeterli bakım proğramı
5. Endüstriyel Hijyen Kontrol Yöntemi (Özet)
6. Kaynaklar

Kitaba erişmek için tıklayınız.

 

CİNSEL SUÇTAN HÜKÜMLÜ ÇOCUKLARIN YAŞAM ÖYKÜSÜ ÇALIŞMASI VE GRUPLA SOSYAL HİZMET UYGULAMASI

CİNSEL SUÇTAN HÜKÜMLÜ

ÇOCUKLARIN YAŞAM ÖYKÜSÜ

ÇALIŞMASI VE

GRUPLA SOSYAL HİZMET

UYGULAMASI

 

Doktora Tezi

Yüksel BAYKARA ACAR

Ankara – Haziran, 2004

 

İçindekiler

BÖLÜM I
1.1.ARAŞTIRMANIN PROBLEMİ
1.2. KURAMSAL ÇERÇEVE

BÖLÜM II
YÖNTEM
2.1. ARAŞTIRMA MODELİ

BÖLÜM III
BULGULAR ve YORUM
3.1. YAŞAM ÖYKÜSÜ GÖRÜŞMELERİNE İLİŞKİN BULGULAR
3.2. GRUPLA SOSYAL HİZMET UYGULAMASINA İLİŞKİN BULGULAR

BÖLÜM IV
SONUÇ VE ÖNERİLER
4.1. SONUÇLAR
4.2. ÖNERİLER

Kitaba erişmek için tıklayınız.

 

KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE YAŞAYAN ROMANLARIN SOSYO-EKONOMİK DURUMLARI VE BEKLENTİLERİ: İZMİR İLİ ÖRNEĞİNDE BİR ALAN ARAŞTIRMASI

KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE

TÜRKİYE’DE YAŞAYAN ROMANLARIN

SOSYO-EKONOMİK DURUMLARI

VE BEKLENTİLERİ:

İZMİR İLİ ÖRNEĞİNDE

BİR ALAN ARAŞTIRMASI

 

Doktora Tezi

Umur AŞKIN

Ankara–2011

 

İçindekiler

BİRİNCİ BÖLÜM
YERELLİK VE KÜRESELEŞME

İKİNCİ BÖLÜM
KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE İZMİR’DE YAŞAYAN ÇİNGENE/ROMAN TOPLUMUNUN YERELLİĞİ

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SOSYO-EKONOMİK YAPI ARAŞTIRMA BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

SONUÇ

Kitaba erişmek için tıklayınız.

 

SAĞLIĞIN FİNANSMANI VE TÜRKİYE İÇİN SAĞLIK FİNANSMAN MODELİ ÖNERİSİ

SAĞLIĞIN FİNANSMANI VE

TÜRKİYE İÇİN

SAĞLIK FİNANSMAN MODELİ ÖNERİSİ

 

Doktora Tezi

Gülbiye Yenimahalleli-Yaşar

Ankara – 2007

 

İçindekiler:

1. BÖLÜM: SAĞLIK FİNANSMANININ KAVRAMSAL VE TARİHSEL GELİŞİMİ

2. BÖLÜM: TÜRKİYE’DE SAĞLIK FİNANSMANININ TARİHSEL GELİŞİMİ VE TÜRK SAĞLIK SİSTEMİ

3. BÖLÜM: SAĞLIK FİNANSMANINI DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ VE FİNANSMAN YÖNTEMLERİNİN BU ÖLÇÜTLER KAPSAMDA İNCELENMESİ

4.BÖLÜM: TÜRKİYE’DE SAĞLIK FİNANSMANININ DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ KAPSAMINDA İNCELENMESİ VE FİNANSMAN MODELİ ÖNERİSİ

Kitaba erişmek için tıklayınız.

 

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN ARACI: GENEL SAĞLIK SİGORTASI

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN ARACI

GENEL SAĞLIK SİGORTASI

 

Yüksek Lisans Tezi

Ünal ER

Şubat – 2011

İçindekiler

BİRİNCİ BÖLÜM
SAĞLIK HAKKININ TANIMI ve KAPSAMI

İKİNCİ BÖLÜM
SAĞLIK HAKKININ KAPSAMININ BELİRLENMESİ: SAĞLIK POLİTİKASI

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM DÜŞÜNCESİNİN UYGULAMASI

Kitaba erişmek için tıklayınız.

 

TÜRKİYE’YE YÖNELİK DÜZENSİZ GÖÇLER VE GÖÇMENLERİN İNŞAAT SEKTÖRÜNDE ENFORMEL İSTİHDAMI

TÜRKİYE’YE YÖNELİK DÜZENSİZ

GÖÇLER VE GÖÇMENLERİN

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE ENFORMEL

İSTİHDAMI

 

Doktora Tezi

Taner AKPINAR

Ankara – 2009

İçindekiler

BİRİNCİ BÖLÜM
ULUSLARARASI EMEK GÖÇLERİNİN YENİ BİÇİMLERİNİ AÇIKLAMADA YENİ KAVRAMSAL VE KURAMSAL ARAYIŞLAR

İKİNCİ BÖLÜM
YEDEK İŞGÜCÜ KAYNAĞI OLARAK KAÇAK GÖÇMEN İŞGÜCÜ TALEBİ VE ULUSLARARASI KAÇAK İŞGÜCÜ GÖÇLERİNE YÖNELİK POLİTİKALAR

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE ÖZELİNDE YAPILAN ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’YE YÖNELİK ULUSLARARASI DÜZENSİZ GÖÇLER VE TÜRKİYE’NİN BU GÖÇLERE YÖNELİK POLİTİKALARI

BEŞİNCİ BÖLÜM
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM KOŞULLARI VE KAÇAK GÖÇMEN İŞÇİ İSTİHDAMINA İLİŞKİN SAHA ARAŞTIRMASI BULGULARI

Kitaba erişmek için tıklayınız.

 

Türkiye’de Nüfusbilimin Kurumsallaşması ve Bu Süreçte Prof. Dr. Nusret H. Fişek’in Yeri

Giriş

Gelişmekte olan ülkelerden farklı olarak Türkiye 1920’li ve 1930’lu yıllarda nüfus dinamikleri (doğum, ölüm ve göç) için etkin nüfus politikası oluşturmuş ve gerekli önlemleri almıştır. Bu politika ve önlemlerin tarihi, sosyal ve ekonomik nedenleri vardır. İmparatorluğun çöküş ve ulus devlete geçiş döneminde yapılan savaşlar nedeniyle erkek ölümlülüğü artmış; savaş koşullarının yarattığı ekonomik sıkıntılardan ötürü tüm nüfusun beslenmesi ve sağlığı etkilendiği için ölümlülük düzeyi yükselmiştir. Ulus devletin kurulması aşamasında Yunanistan’la yapılan zorunlu nüfus değişimi sonucu ülkemiz üretici niteliği olan büyük bir nüfus kaybetmiştir. Zorunlu göçün gerçekleştiği dönemde savaş yıllarının sıkıntısını yaşayan ülkemiz, zorunlu göçle ülkemize gelen göçmen nüfusun yerleştirilmesi, hayatta kalmalarının sağlanması ve üretici aile haline gelmesi için de, bir dizi yokluklara karşın bu çabaya önemli kaynak ayırmak zorunda kalmıştır. Benzer sorunla boğuşan Yunanistan’a bu dönemde yapılan uluslararası ekonomik ve sağlık yardımları nedense Türkiye’ye yapılmamıştır. Batılı devletler Lozan’da attıkları imzaya karşılık, toplantı süresinde söyledikleri biçimde hemen Türkiye’ye karşılık vermeye başlamışlardır.

HALK SAĞLIĞINDA İZ BIRAKANLAR | PROF.DR.NUSRET H.FİŞEK : BİR ÖNDERİN SEYİR DEFTERİ

HALK SAĞLIĞINDA İZ BIRAKANLAR

PROF.DR.NUSRET H.FİŞEK : BİR ÖNDERİN SEYİR DEFTERİ

Nusret Fişek 1914’te Sivas’ta doğduğu gün, babası Sivas’ın doğusunda, dağlarda düşmanla savaşıyordu. Uzun yıllar, yurdu için savaşan babasını çok az gördü. Bunu, anne ve babasının, Anadolu’da oradan oraya göreve gittikleri dönem izledi. O da yatılı olarak Kabataş Lisesi’ni ve İstanbul Tıp Fakültesi’ni okudu.

1933 Üniversite Reformu’nun mimarlarından İsviçreli Pedagog Prof.Albert Malche, çok geniş ve ayrıntılı ön-inceleme raporunda profesörlerin özelliklerini tanımlarken şöyle diyordu (H.Widmann 2000, s.35):

Planlamanın 50.Yılında Sağlıkta Planlama : Bir Adım İleri, İki Adım Geri

1961-2011 … Türkiye’de yaşama damgasını vurmuş iki olgunun çakıştığı bir dönem … 1961 yılında Türkiye, yeniden planlı kalkınma yoluna girmeyi denerken, aynı yıl çıkarılan Sağlıkta Sosyalleştirme Yasası ile, bu kez “herkese sağlık” düşüncesinin planlı bir biçimde ülkeye yayılması denemeye başlıyor. Dönemin özel koşulları gereği bu iki değerli girişimin başarıları, başarısızlıkları ve yazgıları da birliktelik taşıyor.

“Sağlık, yalnızca hastalık ve sakatlığın bulunmayışı hali değil; bedensel, ruhsal ve sosyal yönden iyilik hali” olarak tanımlanır (1,2). Böyle bakıldığında, sağlık, hasta olsun, sağlam olsun tüm halkı ilgilendirir; sosyal politikanın ayrılmaz parçalarından biridir. Biz sosyal politikalar içerisinde yer alan sağlık politikalarına, sosyal hekimlik politikaları diyoruz. Sosyal hekimlik politikaları bir çok bileşeni içerir. Yalnızca hastalar ve hastane hizmet göstergeleriyle (örneğin yatak başına kişi sayısı, uzman doktor başına doktor sayısı vb) ilgilenmez; temiz suya erişim, beslenme, okullulaşma, sosyal güvenlik, sosyal yardımlar, sosyal hizmetlerin dağılımı, gelir düzeyiyle de ilgilenir.

SOSYAL POLİTİKAYA İKİNCİ BÜYÜK HÜKUMET DARBESİ : Aile ve Sosyal Politika Bakanlığı

İki Büyük Hükümet Darbesi …

Biri, askersel gücünü baskı aracı olarak kullanan 12 Eylül Yönetiminden,

Diğeri, çoğunluk oyunu baskı aracı olarak kullanan AKP Yönetiminden.

“Sosyal” olan her şeyden egemenler rahatsız oluyor. Diğer bir deyişle “dar alanda yapılan paslaşmalar” onlara dokunmuyor da, alan genişledikçe, toplumun tümüne yayıldıkça, rahatsızlık artıyor. Onun için zaman içinde, ülkemizdeki egemenler, “sosyal” politikaya karşı farklı yöntemler geliştirmişlerdir.

KHK’ler Kervanı ve Sosyal Politika

Önce KHK (Kanun Hükmünde Kararname) kavramı ile sosyal politika kavramının “öz”deki çelişkisine değinmek gerekir.

Sosyal politika, hem politikaların oluşumu sürecinde, hem karar alma aşamasında, hem de uygulama aşamasında, toplumsal katılımı zorunlu kılar. Sosyal politika, bir anlamda toplumsal sözleşmenin yansımasıdır; bir anlamda da, insan hakları konusunda ulusların ulaştığı son aşamanın ifadesidir. Aynı zamanda, toplumun özlemlerini ve umutlarını da içerdiği için, geleceğe ışık tutarlar. Sosyal politika belgeleri ömürlü bir belgelerdir; sık sık değişmezler.

KHK ise, hükümetin, TBMM’ye bile götürmeden kapalı kapılar ardında, kimselere danışmadan, dar kadrolarla ve kısıtlı deneyimlerle oluşturduğu yasa gücündeki metinlerdir. Dolayısıyla, dar grup çıkarlarına hizmet eder ve toplumun çoğunluğunu mutlu etmekten uzaktır. Dolayısıyla bir uzlaşmadan çok bir dayatmayı düşündürür. Varolan durumu bir oldu-bitti ile meşrulaştırmayı hedeflediği için; toplumun gelecek umutlarını beslemekten uzaktır.Onun için de ömürlü belgeler değildir; sık sık değişirler.

KORKU TÜNELİNDE Çevre, Su ve Orman

İnsan çevresi ile vardır. Sosyal çevre kadar, doğal çevre de vazgeçilmezdir. Kişi her şeyden soyutlanmış bir halde bir apartman dairesinde ya da mağarada yaşayamaz. Su, besin ve sosyal desteğe gereksinmesi vardır. Bu desteklere yönelik her tehdit, kişinin kendisini, yanlız, güvencesiz hissetmesine ve korku içine düşmesine yol açar. Bu açıdan baktığımızda, AKP Seçim Beyannamesi (1) ile 61.Hükumet Programı’nı (2) halkımız açısından bir KORKU TÜNELİ olarak nitelemek yanlış olmaz.

Sosyal çevreyle barışık olmak için gerekenler ile 61.Hükumet Programında bu konudaki eksikler için, yine bu sayıda yayınlanan “Sosyal Politikaya İkinci Büyük Hükumet Darbesi” yazısına bakınız.

Doğal çevreyle barışık olmak için gerekenler ile 61.Hükumet Programında olmayanlar için de bu yazıyı okuyunuz.

Kaçar-göçer bir yaşamın çocukları…

Küresel ısınma, buzulların erimesi, çevrenin tahribatı, bazı canlı türlerinin tükenmesi, atom bombaları, olası nükleer savaşlar, genetiği ile oynanmış gıdalar, salgın hastalıklar gibi dünyanın karşı karşıya bulunduğu büyük tehlikelerden dem vurulup kıyamet koparılmaktadır. Medyanın da yardımıyla, bu tehlikelere karşı bir bilinç aşılanmaya çalışılmaktadır.

Bunların hepsi de gerçekten insanlığın geleceği açısından büyük tehditlerdir ve bu tehditler küresel ekonomik düzenin fiziksel doğaya karşı hoyratlığından ileri gelmektedir. Bununla birlikte yine de en büyük tehdit bu sayılanlardan hiçbirisi değildir. Nedir o zaman bunlardan daha büyük tehdit oluşturan? En büyük tehdit, küresel ekonomik düzenin çocuklar üzerinde yarattığı tahribattır. Şu örnekler bu tahribatın boyutlarını anlamamıza yardım edebilir:

Almanya`daki üçüncü nesil göçmen çocuklarιn genel durumu

  1. Giriş

Almanya geçtiğimiz yarιm asιrda önemli bir göç ülkesi haline gelmiştir.1 Bu durumu en iyi eğitim sistemi kanıtlamaktadır: 0-18 yaş grubunda her 3 kişiden biri göçmen kökenlidir. Almanya’da göçmen gençlerin çoğunluğunu ikinci ve üçüncü nesil göçmen çocuklarι oluşturmaktadır. 2008 yılı itibarıyla 81 milyon olan Almanya nüfusunun % 19’u göçmen veya göçmen kökenlidir.2 Bunlarιn içerisinde en büyük paya % 17,7 ile Türkler sahiptir.3 Doğu Avrupa’dan göç eden Alman asıllılar da dahil olmak üzere 15 milyon göçmen belli derecelerde entegrasyon sıkıntısı çekmektedir.4 Genelde sorgulanan konulardan birisi göçmen çocuklarιn Alman toplumuna entegrasyonunu sağlamak için ne yapιlmasι gerektiğidir. Peki nedir Almanya’daki göçmen çocuklarιn durumu ve sorunları? Işte bu yazıda Almanya’daki göçmen çocuklarιn durumuna ve sorunlarına değinip, sorunların çözümüne yönelik alınan bazı tedbirleri ve önerileri açıklamaya çalışacağım.

GÖÇ OLGUSU, HEMŞEHRİLİK ÖRGÜTLERİ VE ULUS DEVLET

Türkiye, farklı kültürlerin birarada yaşamasının hem zenginliğini, hem de engellerini birlikte yaşamaktadır. Bunda bir ulus devlet olarak bütünlüğünü koruma kaygısının da büyük etkisi vardır. Buna karşılık Osmanlı İmparatorluğu döneminde çok daha geniş bir coğrafyada çok değişik kültürlerin, birarada yaşaması söz konusuydu. Ama devleti tehdit etmedikleri için onlara aldırış eden olmamıştı (Ermeni çeteleri, Balkan ve Celali ayaklanmaları dışında).

Türkiye, kuruluşuyla birlikte tüm bu zengin kültürlerden tek bir ulus yaratmayı denedi. Bunu büyük ölçüde de başardı. Ama daima, bu ulusun zemininde, kültürel farklılıkları duyarlılıkla koruyan ve dayanışma içerisinde olan sosyo-kültürel kümeler (hemşehriler) varlıklarını korudular.

Ulus devlet, ekonomik, sosyal ve siyasal yönden güçlü oldukça, hemşehrilik bağları gücünü en düşük düzeyde tuttu; ama ulus devlet zayıfladıkça, hemşehrilik bağları ve örgütlenmesi gücünü arttırdı. günümüzde her adımda bir hemşehrilik derneği ile karşılaşılması; hatta bunların federasyonlar oluşturması; çoğu insanın tanışırken birbirlerine “Nerelisin?” diye sorması bunun en önemli kanıtıdır.

Çocuk Suçluluğu’nda Öncü Çalışmalar ve İki Doktora Tezi

Çocuk Suçluluğu’nda Öncü Çalışmalar ve İki Doktora Tezi

Prof. Dr. A. Gürhan Fişek

Arş. Gör. Can Umut Çiner

Arş. Gör. Taner Akpınar

ÖZET

İki dünya savaşı, bir büyük ekonomik bunalım, toplumun en incinebilir kesimi olan çocuklar üzerinde derin yaralar açmıştı. Erişkinlerin suç oranlarındakinden daha fazla çocuk suçluluğunda artış görülmüştü. Bu çocukların dramı ile en çok karşılaşan, sorunları ile yüzyüze gelen hukukçular olmuştur. Üniversite çevrelerinden savcı-yargıçlara kadar hukuk çevrelerinde, özellikle 1954 öncesi dönemde bir çok çalışma yapılmış ve yazı yazılmıştır. Bunlar içerisinde iki büyük anket ve iki doktora tezi dikkati çekmektedir. Bu yazı, bu çabaların anısına, bunları anımsatma amacıyla yazılmıştır.

Bu yazı, amcam Prof. Dr. A Hicri Fişek’in anısına hazırlanmıştır. Büyüklerimizden bize aktarılan en önemli anının bilimsel düşünme ve bilim insanının saygınlığı olduğuna inanıyorum. Bilim insanı olmaya özendirmenin babadan oğula, amcadan yeğene, öğretmenden öğrencisine geçtiğine ve akademik yaşamımız için vazgeçilmez bir öge olduğunu düşünüyorum. A.G.F.

1948 yılı hem insan hakları ve hem de çocuk hakları mücadelesinde bir dönüm noktası…Birleşmiş Milletler tarafından büyük çabaların ve zorlukların ardından “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” yayınlanıyor.