Kategori «Çocuk Emeği»

Yarınlar mı İnşa Ediliyor, Yoksa Bugünler mi Gasp Ediliyor?

Mutlu yarınlardan, gelecekteki güzel günlerden dem vurulur hep. Bugün yoktur, gelecek vardır. Önemli olan gelecektir, her şey gelecek içindir. Bütün güzelliklere gelecekte ulaşacağızdır, bunun da bir bedeli vardır ve işte bu bedel de bugün katlanmak zorunda olduklarımızdır, bugün çektiğimiz çile ve meşakkattir. Güzellikler gelecekte yaşanmak üzere ertelendiği gibi, sorulacak hesapların da hep gelecekte sorulacağı söylenir: “Gün gelecek, devran dönecek falan-filan halka hesap verecek”.

Yarınlarda özlemini duyup, hayalini kurduğumuz güzelliklere kavuşup-kavuşamayacağımızı ya da bugünkü hesaplarımızı yarınlarda görüp-göremeyeceğimizi bilmek için herhalde kahin, büyücü vb olmaya gerek yok. Bugün geleceğin kuruluş aşaması ise geleceğe dair umut beslemek için gerçekçi nedenlerimiz olduğu söylenemez.

Çocukların yaşadıklarına bakarak umut beslemek nasıl mümkün olabilir ki !

İstatistiklerle Çocuk-2014: Mızrak Çuvala Sığmamış

Giriş Yerine…

2015’in Nisan ayında TÜİK, “İstatistiklerle Çocuk-2014” adlı istatistiki derleme çalışması yayımladı. Çalışmadaki veriler başka araştırma verilerinden damıtılarak, seçilerek düzenlendiği için yalnızca buzdağının görünen kısmını göstermektedir. Veriler, bir birey olarak çocukların herhangi bir durumuna, gerçekliğine ilişkin, ayrıntılı, incelikli değerlendirmeler yapılmasını sağlayacak açıklıkta değildir1. İstatistiki verilerdeki “bilginin doğruluğu, geçerliği ve güvenirliğinin yanı sıra bu bilgiden üretilecek politik kararların toplum yararına çözümler getirmesi temel ilke” (Peker, 2009) olmalıdır. Bu noktadan bakıldığında, TÜİK’in çalışmasında, Alpaslan Işıklı’nın özdeyişinde olduğu gibi “Mızrak çuvala sığdırılmaya çalışılmış.” Çalışmada, Birleşmiş Milletler’in (BM) Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nde2 (ÇHS) belirtilen hakların en temeli sayılan çocuğun bir birey olduğu ilkesinin pek de onaylanmadığı anlaşılmaktadır.

Türkiye’de Mülteci Çocuk Olmak

Türkiye’de Mülteci Çocuk Olmak

Eski dönem tarih araştırmaları ve çalışmaları daha çok bir olay veya durumun gerçekten geçmişte yaşanıp yaşanmadığı, yaşandıysa nasıl yaşandığı ile ilgilenmiştir. Akademik anlamda bu bakış açısı geçirdiği paradigma değişikliği ile bugün, bir olayın yaşanıp yaşanmadığının kesinliği ile ilgilenmekten çok bu olay veya durumun -gerçekten gerçekleşmemiş olsa bile- toplumda, siyasal alanda veya ekonomide yarattığı etkiyi ve buna bağlı değişimi odak almaya başlamıştır.

Bugün Suriye’de yaşananların daha iyi anlaşılması için iç savaşın nedenleri çok iyi araştırılmalıdır. Bu çalışmanın asıl hedefi başlı başına bu araştırmayı yapmak olmamakla birlikte; nedeni veya nedenleri ne olursa olsun, bu durumun öncelikle Suriye’yi, daha sonra da çevresindeki diğer ülkeleri etkilediği kabul edilmektedir. Bu çalışmada; öncelikle sığınmacı çocukların; sığınmacılar arasındaki dağılımı, Türk mülteci mevzuatının durumu ve sığınmacı çocukların Türkiye’de çocuk haklarının hangilerinden nasıl faydalanabildikleri birkaç örnek çalışma ile anlatılmaya çalışılacaktır. Daha sonra da durum toplumsal açıdan ele alınmaya çalışılacaktır.

Kayıp çocukluk, ipotekli gelecek…

Boko Haram örgütü, çocuklara yönelik vahşiliklerinde, sınır tanımıyor. Bu örgüt Nijerya’da, 10 yaşındaki bir kız çocuğun üzerine yerleştirdiği bombaları, bir Pazar yerinde patlatarak, çocukla birlikte 20 kişiyi daha öldürmüş ve patlamada bir o kadar kişi de ağır yaralanmıştır.i Görgü tanıkları, bu küçük kızın, patlamadan önce, olacaklar hakkında hiçbir fikrinin olma olasılığının bulunmadığını söylemiştir.ii

Geleceğin Yeniden Hayalini Kur*

* UNICEF Dünya Çocuklarının Durumu Raporu 2014

**

UNICEF, her yıl, dünya genelinde çocukların durumuna ilişkin bir rapor yayınlamaktadır. Bu yazı, UNICEF’in “geleceğin yeniden hayalini kur” başlıklı en son raporununi özet bir çevirisidir. Rapor, öncelikle, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 10 milyar kişiyi bulacağını ve bunun 2,6 milyarının 18 yaş altı çocuklardan oluşacağı saptamasını yaparak başlamaktadır. Bugünün çocuklarının, örneğin, 25 yıl önce söz konusu bile olmayan olanaklara sahip olarak dünyaya gelmesine karşın, bunlardan yararlanma konusunda fırsat eşitliğinin olmadığına vurgu yapılmaktadır. En temel ve de çocukları birçok olanaktan yararlanmaktan alıkoyan sorunlardan biri, çocukların yasal nüfus kaydının bulunmamasıdır. Dünyaya gelen her üç çocuktan birinin nüfus kaydı yapılmamaktadır.

Çocuklara dair haberlerden çocuklar haberdar mı?

Dünya genelinde çocukların içinde bulunduğu kötü koşullar hakkında birçok basın-yayın organında sayısız haber yer almaktadır. Acaba bu haberler çocuklara ilişkin çıplak gerçekliği ortaya koyuyor mu, yoksa gerçekliği yerleşik birtakım bakış açılarının kavrayış biçimine uygun olarak ortaya koyup çocuklar ikinci plana mı itiliyor?

“Ya Ben Çocuk Değilim, Ya Siz Büyük Değilsiniz”

Ya Ben Çocuk Değilim, Ya Siz Büyük Değilsiniz”

İnsan beyni ve onun uzantısı olan emeği, insanlığın en önemli hazinesi olma özelliğini sürdürüyor.

“Bilgi paylaşıldıkça zenginleşir” ilkesinden yola çıkarak, geniş kitlelerin, en iyi ve en ileri eğitimi alması beklenirken gördüğümüz şudur : Günümüzde, iktidarların sınıf temelli yaklaşımları, eğitim sistemini “toplum için” olmaktan çıkarıp, “siyaset ve küresel çıkarlar” için alet olmaya itmektedir. Seçilmiş beyinlerin ileri eğitimi, beyin gücünü küreselleşmenin merkez ülkelerine çekerken (tıpkı zenginlikleri olduğu gibi); kitlelerin büyük bölümü eğitilirmiş gibi yapılmaktadır.

Bu aldatmacanın farkına varan genç beyinlerimiz, bireysel kurtuluş olanakları aramaktadır. Eğer aileniz dar gelirliyse ve size başka bir seçenek sunulmamışsa, kısa yoldan yaşama atılmak zorundasınız. Meslek liselerine ulaşamıyorsanız, erken yaşta çalışma yaşamına atılıp; hem günü kurtarmak ve hem de geleceğinizi kurmak zorundasınız. Ne pahasına olursa olsun çalışmak zorundasınız.